Bu durum, evrim teorisinin aşamalarla, kademe kademe, tesadüfen oluşum iddiasına tamamen ters düşmektedir. Darwinistlerin, gözün görmesini sağlayacak sayısız mucizevi olayın açıklamasını yapmaları gerekmektedir. Oysa evrimciler, göze ait tek bir hücrenin varlığını bile açıklayamamışlardır. Dolayısıyla böylesine kompleks bir organın hayali evrimsel süreç ile oluşması imkansızdır.
Akıl ve şuur sahibi olmayan göz hücrelerinin, vücudun diğer hücrelerinden farklı olarak görüntü oluşturmaya kendi kendilerine karar vermeleri mümkün değildir.
Göz; görüntüyü yorumlamakta, bunu elektrik akımına çevirmekte ve beyne iletmektedir. Gözün ve bu sırada görev alan sayısız sinir hücresinin, akımın beyne iletilmesi gerektiğine tesadüfen karar vermeleri imkansızdır.
İki ayrı gözden farklı iki görüntü gelmekte ve bunlar mükemmel bir mekanizma ile birleştirilerek tek bir kusursuz görüntü oluşmaktadır. Bu durum, farklı görüntüleri algılayıp yorumlayan, sonra bunları bir bütüne tamamlayarak bize kusursuz görüntü veren söz konusu yapıların şuurlu hareket ettiklerinin ve kesinlikle tesadüfen meydana gelemeyeceklerinin açıklamasıdırlar.
Göz gibi "kompleks organların" ancak her parçasının tam olarak var olması ile çalışabilme zorunluluğu evrim teorisinin geçersizliğini ispat etmiştir. Evrim teorisinin iddia ettiği gibi arka arkaya eklenen küçük değişikliklerle göz gibi bir organın ortaya çıkamayacağı açık bir gerçektir.
Charles Darwin, "Türlerin Kökeni" adlı kitabının "Teorinin Zorlukları" başlıklı bölümünde göz konusunda şu önemli itirafta bulunmuştur:
"Farklı mesafelerdeki cisimleri benzersiz bir mükemmellikte odaklayan, farklı oranlardaki ışığa göre kendisini uyarlayan göz gibi bir organın doğal seleksiyona dayalı rastlantılarla ortaya çıktığını öne sürmek, itiraf ediyorum ki, olabilecek en yüksek düzeyde saçmalamaktır." (1)
"Gözü düşünmek çoğu zaman beni teorimden soğuttu..." (2)
Dipnotlar
1) (Charles Darwin, The Origin of Species, First Edition Reprint, New York, Avenel Books, 1979, s. 217)
2) (Norman Macbeth, Darwin Retried: An Appeal to Reason, 1971, s.101)
Charles Darwin'in Türlerin Kökeni kitabında yazdığı o paragrafı bundan daha yanlış ve kendi düşüncenize uydurmaya çalışarak abartı ifadelerle çeviremezdiniz herhalde, ki o paragrafın devamı var ve o kısmı vermemişsiniz. Paragrafın devamında Darwin hala emin olmasa bile (ki gerçekten çok karmaşık ben de tam algılayabilmiş değilim.) gözün evrilmiş olabileceğini söylüyor. Ayrıca bilimin dinden çok büyük ve önemli bir farkı var. Bilim olayları (gözün evrimi gibi) tamamen bildiğini iddia etmez, daha çok bilgi edinmeye çalışır ama hiçbir zaman her şeyi bildiğini iddia etmez. Din ise, hiçbir kanıtı olmadan ve araştırmaya çaba göstermeden her şeyi bildiğini iddia eder. Önemli olan da budur: Kusurlarının farkına varıp kapatmaya çalışmak, kusursuz olduğunu iddia edip kendini kandırmamak.
YanıtlaSil