İslam ve tasavvuf dünyasında çok önemli bir yeri olan ve Mevlevilik yolunun öncüsü olarak kabul edilen ALLAH dostu Hz.Mevlana Celaleddin-i Belhi Rumi (1207-1273) yani toplum nezdinde tanınan adıyla Hz.Mevlana'nın söylediği düşünülen önemli bir dörtlük vardır. Neredeyse toplumda herkesin diline pelesenk ettiği 'Ne olursan ol gel' dörtlüğü aşağıdaki gibidir.
Hz.Mevlana'ya ithaf edilen bu dörtlük gerçekten Hz.Mevlana'ya mı aitti?
"Baz a baz a her an çi hesti baz a
"Baz a baz a her an çi hesti baz a
Ger kafir u gebr u but-peresti baz a
In dergeh-i ma dergeh-i nevmidi nist
Sad bar eger tevbe şikesti baz a"
"Yine gel, yöne gel! Kim olursan ol, yine gel!
Kafir, mecusi, putperest olsand da yine gel!
Bu bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!"
"Yine gel, yöne gel! Kim olursan ol, yine gel!
Kafir, mecusi, putperest olsand da yine gel!
Bu bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!"
Her kesimden, inançtan, düşünceden ve sosyal sınıftan insana kapılarını açan bu anlayışı en iyi yansıtan bu dörtlük, bir başka ifadeyle rubai, Hz.Mevlana'ya atfedilmiş ve toplumun her kesiminde bu sözlerin Hz.Mevlana'ya ait olduğu düşünülmüştür. Hz.Mevlana'nın beyitlerinin yer aldığı "Divan-ı Kebir" nüshalarında bu dizeler alıntılanmıştır. Bunun haricinde Hz.Mevlana'nın hiçbir eserinde söz konusu dizeler geçmemektedir. 'Ne olursan ol gel' dizeleri gerçekte Hz.Mevlana'dan yaklaşık 150 yıl önce yaşamış olan İranlı mutasavvıf Ebu Said Ebu'l Hayr hazretlerine (967-1049) aittir. Titizlikle incelenen "Divan-ı Kebir" eserinde alıntılanmış biçimde yer alan 'Ne olursan ol gel..." dizeleri, döneminin önemli mutasavvıfı Ebu Said Ebu'l Hayr hazretlerinden alıntılanmıştır. Ebu'l Hayr hazretleri, gerçekte 'gel' ifadesini 'İslam'a gel' manasına gelen 'pişmanlık' ifadesiyle kullanmıştır.
Ebu'l Hayr hazretleri, gençlik yıllarından itibaren kendisini tasavvufa vermiş, sıklıkla camiye ibadet etmeye ve insanlarla tasavvuf üzerine sohbet etmeye gayret etmiştir. Şiirle ne zaman ilgilendiği net olarak bilinmemekle birlikte bazı menkıbe kitaplarında dünya zevklerinden uzakta bir yaşam sürdüğü ifade edilmektedir. Horasan'da Meyhene şehrinde 967 yılında doğan Ebu'l Hayr hazretleri, halkın çok saygı gösterdiği ve din bilgisiyle tanınan babası Ebu'l Hayr Muhammed'in izinden gitmiş ve bir din alimi olarak ün salmıştır. 1049 yılında da hayatını kaybetmiştir.
Dipnotlar:
* ŞAFAK, Yakup. (2009). Mevlana'ya Atfedilen "Yine Gel..." Rubaisine Dair. TASAVVUF. İstanbul. İstanbul Tasavvuf Araştırmaları Merkezi (İSTAM). s: 75, 77. s: 75-80.
* OPÇİN, Tuncay. (2008). Mevlana Gel Demedi!. AKTÜEL. İstanbul. Turkuvaz Gazete Dergi Basım. sayı: 178.
Ebu'l Hayr hazretleri, gençlik yıllarından itibaren kendisini tasavvufa vermiş, sıklıkla camiye ibadet etmeye ve insanlarla tasavvuf üzerine sohbet etmeye gayret etmiştir. Şiirle ne zaman ilgilendiği net olarak bilinmemekle birlikte bazı menkıbe kitaplarında dünya zevklerinden uzakta bir yaşam sürdüğü ifade edilmektedir. Horasan'da Meyhene şehrinde 967 yılında doğan Ebu'l Hayr hazretleri, halkın çok saygı gösterdiği ve din bilgisiyle tanınan babası Ebu'l Hayr Muhammed'in izinden gitmiş ve bir din alimi olarak ün salmıştır. 1049 yılında da hayatını kaybetmiştir.
Dipnotlar:
* ŞAFAK, Yakup. (2009). Mevlana'ya Atfedilen "Yine Gel..." Rubaisine Dair. TASAVVUF. İstanbul. İstanbul Tasavvuf Araştırmaları Merkezi (İSTAM). s: 75, 77. s: 75-80.
* OPÇİN, Tuncay. (2008). Mevlana Gel Demedi!. AKTÜEL. İstanbul. Turkuvaz Gazete Dergi Basım. sayı: 178.
Tags:
İslami Mevzular