Mucize, keramet, istidraç arasındaki farklar

Mucize, keramet, istidraç arasındaki farklar

Mucize, peygamberlere aittir. Keramet, evliyalara aittir. İstidraç, gayrimüslim veya müşriklere aittir. Hüddamcılık, sahte şeyh ve sahte tarikatlara aittir.

Mucize: Allah'ın dilemesiyle Peygamberlerin olağanüstü haller göstermesidir. Kimi zaman insanın gönlündekini bilmesi, kimi zaman ise fizik kurallarına aykırı bir olayı yapması, mesela Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellemin parmaklarından su akıtarak orduya su içirmesi gibi...

Keramet: Âlimler peygamberlerin varisidir, hadisi şerifinde zikredilen bu evliyalara, yani hakiki mürşidlere ait bir olaydır. Tıpkı Peygamberler gibi olağanüstü haller göstermeleri ve Allah'ın izniyle kısmen de olsa insanın gönlünden geçenleri bilebilmesidir. Ancak âlimler, bu konuda Peygamberler kadar olağanüstü haller gösteremez, buna bazı zaman ve şartlar oluştuğu için izin verilmiştir.

İstidraç: Gayrimüslim veya müşrik olduğu halde, kendisini bazı noktalarda eğiterek, insan vücudundaki çakraları açarak veya bio enerjisini yükselterek, bazen de cinlerden yardım alarak yaptıkları olağanüstü bazı olaylar göstermesidir.

Hüddamcılar ve hüddamcılık: Çoğunluğu Müslüman ve inançlı cinleri bazı dualar ve efsunlarla kontrol altına alarak kendine hizmet ettirenlere hüddamcı denir. Hüddamcılık bir nevi büyücülüktür. Bu ise kesinlikle yasaktır. Ancak kendisini şeyh olarak ortaya çıkaran bazıları, apaçık hüddamcılık yapmaktadır. Hüddamcılar, cinleri kullanarak geçmişten haber verir. İnsanların sevgisi ve nefretine Allah izin verdiği müddetle etki edebilir. Sözde keramet denilen olağanüstü haller gösterebilirler. Tüm bunları, kendisine sözde mürid çekebilmek adına yaparlar. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir şey vardır. Biz bütün tarikatlar sapıktır demiyoruz. Kur'an ve Sünnet üzere, şeriat ahkâmını yaşayan tarikatların var olduğunu ve bunların, hak ve gerçek olduğunu söylüyoruz. Ancak bugün birçok tarikatta, Sabetayistlerin sızmasıyla bozulmalar yaşanmıştır. İşte bu yüzden bu yazdıklarımızı öğrenerek, müntesib olacağınız yolu iyi seçmeniz gerekmektedir.

Hüddamcı ve sahte şeyhlerin belirtilerini şu şekilde anlayabiliriz;

* Şeriata, yani Kur'an ve Sünnete kesin olarak aykırı bir iş yapmaları ve bunda ısrar etmeleri.

* Gerçek ve sahih bir tarikat silsilesine sahip olmamaları.

* Çektirdiği zikirde kadın-erkek beraber zikir çektirmesi. (Yani karışık oturtarak)

* Çektirdiği zikirde çalgı aleti kullanması ve sağına soluna şiş, bıçak, kılıç kullanmaları

* Olur olmaz ve her fırsat bulduğu yerde bir keramet (!) göstermesi...


Yine belirtelim! Keramet; Allah’ın herhangi bir velinin eliyle yarattığı harikulade haldir. Ne var ki, kerametin izharı (açık edilmesi, gösterilmesi) makbul değildir. Bu sebeple, “keramet evliyanın hayzıdır” denmiştir.Yani hanımlar, hayızlı olduklarını nasıl saklıyorlarsa, evliyada kerametini o derecede saklamaya özen göstermelidir manasında, büyük alimler görüş belirtmiştir.

Evet, İslâm dininin birçokları tarafından adeta folklor olarak yaşandığı ve algılandığı günümüzde, maalesef keramet de bundan nasibini almış ve adeta bir sanat olarak icra edilir hale gelmiştir. Mesela, şiş sokma. İslâmî nasslar ve ilmî veriler ışığında böyle bir şeyin olabileceğini kabullensek bile, bugün şiş sokma gösteri mevzusu haline gelmiş ve getirilmiştir. Bunun keramet ile uzaktan-yakından ilgisi yoktur. Ve bu konuda söylenebilecek sözlerin en hafifi ile ifade edeyim ki, bu bir merasim ve folklordur.

Elbette evliya keramet gösterir ancak bunların belli şart ve kaideleri vardır. Her yerde ve her zaman olmaz. Bir ihtiyaç hissederse Allah'ın izniyle o zaman gösterir. Evliyanın kerametlerini anlatan çok kitap yazılmıştır. Hilye-tül-Evliya, Reşehat, Tezkiret-ül Evliya ve Cami’u keramat-il-Evliya bunlardan birkaçıdır.

Ayrıca Kur'an'dan bir delil verecek olursak Hazret-i Süleyman’ın veziri Asaf bin Berhiya, iki aylık mesafedeki Belkıs’ın tahtını, göz açıp kapayıncaya kadar getirmesini verebiliriz. (Neml Suresi 40. Ayette geçer)

Demek istediğim bunların ayrımını çok iyi bilmek gerek. Cinler aramızda ve bize korunmadığımız zamanlarda fiziki ve ruhi açıdan zarar vermeleri çok kolaydır. Her insanda hafaza (koruyu melekler) vardır. Bunlar insanları, kötü niyetli cinlere karşı korurlar. Ancak bunların bazen insanı korumadığı durumlar vardır.

* Mesela insanın cünüb halde durması ve bunu bekletmesi.

* İç çamaşırına idrar veya pislik bulaştırması ve bunu değiştirmemesi.

* Tırnakları uzatmak ve içerisinde pislik birikmesi.

* Evlerin temiz tutulmaması ve çöplerin evlerde fazla bekletilmesi.

* Banyoda avret olan yerlerin kapatılmadan çıplak olarak yıkanılması ve banyo yapılan yere idrar yapılması.


Bu gibi önemli birkaç husus, bizim hatalarımızdır ve bu hatalardan dolayı hafaza melekleri bizi koruyamaz. Dolayısıyla savunmasız kalmış oluruz. Burada yazılan her şey Kur'an'a, Hadis'e uygundur. İsteyen kendisi de araştırabilir. Allah hüddamcılardan bu Ümmeti Muhammed'i korusun.

Ayrıca İmam-ı Muhammed Masum-i Faruki hazretleri gibi büyük zatlar, (El-istikametü fevkal kerameti = İstikamet, kerametten üstündür) Yani İslam’ı gerçekten yaşamak, kerametten üstündür buyurmuşlardır.


Yorum Gönder

Küfür, hakaret içeren yorumlar, spam sayılarak kaldırılacaktır. Üçüncü şahıs ve kurumlara karşı yapılan yorumlar, yorum yapanın sorumluluğundadır. Sadece Gerçek dergisi ve editörleri bu yorumlardan sorumlu tutulamaz.

Daha yeni Daha eski