Gerçek adı Abidin Cevher Özden'dir. 1933 yılında Trabzon'da doğan Cevher Özden, 1949'da Seren Serengil'in babası olan Öztürk Serengil ve Türkiye'deki ünlü ressamlardan olarak bilinen Cemal Akyıldız'la birlikte İstanbul'da yetişmiştir. Özden; Trabzon eşrafından Memiş ağanın torunu ve Hafız Mehmet'in ise yeğeni olarak bilinmektedir.
Hafız Mehmed kimdir?
Hafız Mehmed ise 1874 Sürmene doğumludur. TBMM 1. dönemde Trabzon mebusluğu yapmış ve 2. İcra Vekilleri heyetinde vekaleten (Celalettin Arif Bey'in yerine) Adliye Vekilliği yapmış siyaset adamıdır.Hafız Mehmed Bey (1920) |
Öncesinde 1912 Nisan-Ağustos arasında Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nında İttihat ve Terakki Cemiyeti Trabzon mebusluğunu da yürütmüştür. Sürmene eşrafından Memiş Ağa'nın torunu ve Hacı Yakubzâde Ahmed Ağa'nın oğludur.
13 Temmuz 1926'da ise Atatürk'e düzenlendiği iddia edilen İzmir suikasti meselesinde yargılanmış ve o da suçlu bulunarak asılmıştır. Ayrıca bu yargılanan ve asılanlar arasında Sabetaycı olduğu kesinlikle bilinen Maliye Nazırı Cavid Bey'de bulunmaktaydı. Burada Cavid Beyi'de konuya dahil etmemizin sebebi, Hacı Yakubzade Ağa sebebiyledir ki, Sabetaycılar; isim ve soyisim ve lakaplarında "zade, gil vs." gibi takıları çoğunlukla kullanmaktadırlar.
Banker Kastelli lakabını nereden almıştır?
Trabzon'un Sürmene ilçesinin Baştımar (Kastel) köyünden olması ve banker olması sebebiyle bu lakabı almıştır.
Banker Kastelli lakaplı Cevher Özden, Türkiye'ye bankerlik iş kolunu ilk tanıtan ve aynı zamanda, Türkiye'de 1980'li yılların en geniş kapsamlı banker skandalının sorumlusu olan ve ülkede siyasi çalkalanmalar yaşanmasına neden olmuş birisidir. Kamuoyunda özellikle, o dönemdeki bankerlik şirketinin adı ile (Banker Kastelli) anılan skandal dünyanın da sayılı bankacılık krizleri arasında tarihteki yerini almıştır.
Banker Kastelli lakaplı Cevher Özden, Türkiye'ye bankerlik iş kolunu ilk tanıtan ve aynı zamanda, Türkiye'de 1980'li yılların en geniş kapsamlı banker skandalının sorumlusu olan ve ülkede siyasi çalkalanmalar yaşanmasına neden olmuş birisidir. Kamuoyunda özellikle, o dönemdeki bankerlik şirketinin adı ile (Banker Kastelli) anılan skandal dünyanın da sayılı bankacılık krizleri arasında tarihteki yerini almıştır.
İsmini finans piyasalarında borsada hisse senedi ve diğer menkul kıymet aracılığı, döviz operasyonları sayesinde 1970'lerden itibaren duyurmuş, 1980 yılında Turgut Özal tarafından finans sektörünün Serbest Piyasa Ekonomisi adı altında değiştirilmesiyle girilen sıcak para yarışı ortamında, kısa zamanda "Banker Kastelli" adı altında, on bankanın pazarlama aracılık hizmetlerini yürütmeye başlamış, yıl içinde yaklaşık 550 bin kişinin yine yaklaşık 2.5 milyar dolar değerinde mevduatını yöneten kişi konumuna gelmiştir.
Kastelli lakaplı Abidin Cevher Özden zamanında Fenerbahçe klubüne de başkan adaylığı için başvurmuş, Ali Şen'e karşı yarışmış ve başkan olursa klübe hatrı sayılır (250 milyar lira) miktarda hibe vereceğini de söylemiş ancak, buna rağmen seçimi kaybetmiş ve Ali Şen başkan olmuştur.
Ali Şen eski Fenerbahçe spor klübü başkanı |
Yönettiği kaynakları, kendi kredi operasyonları için kullanan Kastelli, bankaların baskısı, müşterilerin borç yükümlülüklerini yerine getirememesi ve Merkez Bankası'nın yeni düzenlemeleri sonrasında da Banker Kastelli adı ile anılan skandal patlak vermiştir. Kastelli yaşananların sonucunda 1982'de Cenevre'ye kaçmış ve olaydan sorumlu tutulan Turgut Özal Başbakan Yardımcılığı görevinden istifa etmek zorunda kalmıştır.
Kastelli'nin Bankerlik serüveninin detayları
1982'de batmadan önce Kastelli ve diğer bankerlerin Türk halkından topladığı para 3.2 milyar dolardı. Bunun yüzde 70-75'inin Banker Kastelli'ye ait olduğu düşünülürse, banka ve sade vatandaştan 2.2 milyar dolar civarında bir parayı Kastelli toplamıştı.1982'de milli gelir 65 milyar dolar olduğundan hareketle Kastelli'nin milli gelirin yüzde 3.3'ü kadar bir parayı halktan topladığı söylenebilir. 2008 yılında 659 milyar dolarlık Türkiye ekonomisinde bu para yaklaşık 22 milyar dolara denk geliyor.
İş dünyasına banker olarak 1961 yılında giren Kastelli'nin İlk işi tasarruf bonolarıydı. O dönemde memurlara maaşlarının bir kısmı bono olarak veriliyordu. Ancak vatandaşlara bono değil para lazımdı. Bonoların hamiline yazılı olması Kastelli'ye yaradı. Memurdan bonoları değerinin altına paraya çeviriyordu. Ancak devlet bu parayı vermeyince Kastelli de batmıştır.
Tekrar ayağa kalkışı ise 1980 öncesine denk gelmektedir. O dönemde bankalar yüzde 2-3 sabit faizlerle para topluyordu. Ancak kaynak yetmeyince mevduat sertifikaları çıkardılar.
Fakat alıcı yoktu. Kastelli'ye ikinci fırsat böylece doğmuş oldu. 100 liralık sertifikayı 75'e alan Kastelli, halka "100 lira getirin ben size yüzde 5-6 vereceğim" diyordu.
Kastelli'nin akıllarda kalan reklamlarında çok ünlü oyuncular oynamış ve reklam replikleri o dönemde meşhur olmuştur.
Banker Kastelli Türkiye'de Ponzi sistemini ilk uygulayanlardan birisidir.
Ponzi Oyunu ya da Ponzi Düzeni, İngilizce: Ponzi Scheme olarak bilinir. Sistemin işleyişi şöyledir. Yatırımcılara kendi paralarından geri dönenle veya sonraki yatırımcılardan gelen paralarla ödemenin yapıldığı bir dolandırıcılık yöntemidir.İktisadi olarak iyi konumda olan bir ülkede faiz oranları oldukça düşüktür. Bu bir nedenle fona ihtiyacı olan kişiler için ucuz borçlanma demek olduğu kadar birikimlerini değerlendirmek için faiz geliri talep edenler için de düşük kazanç demektir. İşte bu noktada kişi, finansal kurumların vaadettiğinden daha fazla faiz getirisi önererek yatırımcı kazanmaya çalışır. Örneğin ülkedeki faiz oranı %3 ise Ponzi Oyunu oynayan kişi yatırımcılara %10 faiz önerir. Ardından %10 faiz getirisi vaadettiği kişilerin parasını ödemek için yeni yatırımcılara %11 faiz önerir. Aynı şekilde %11 faiz önerdiği kişilerin parasını ödemek için yatırımcılara daha yüksek faiz önerir. Bu döngü sayesinde -ülkede finansal istikrar sürdüğü sürece- hem oyunu oynayan kişi hem de yatırımcılar kazanmış olur.
Tarihte bilinen ilk ponzi oyunu, bu sisteme adını veren Charles Ponzi tarafından 1920 yılında gerçekleştirilmiştir. Ponzi, bu oyun sayesinde kısa sürece 10.000 yatırımcıyı posta pullarını kullanarak bir arbitraj karı elde ettiğine inandırmış; ancak aslında ortada olmayan bu kârlar nedeniyle oyun daha fazla sürdürülememiş ve sistem kısa sürede çökmüştür.
Türkiye'de saadet ve titan zinciri adıyla bilinen yöntemler ponzi oyununa örnek olarak verilebilir. Günümüzde ise bu tarz oyunlar ve sistemler özellikle sanal ortamda zirveye çıkmış durumdadır.
Banker Kastelli skandalından sonra yaşananlar
Skandal patlak verdikten sonra, alacaklı insanlar Kastelli'nin merkez bürosu ve şubelerinin önünde yatırdıkları paraları kurtarmak amacıyla uzun kuyruklar oluşturmuştu. Özden hakkında tutuklama kararı çıkmış ve İnterpol Özden için 163 ülkeye yakalama kararını bilidirmiştir.
Skandaldan sonra, şu anda İstanbul'da Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanlığını sürdüren Sezai Onaral, İstanbul 9 nolu tasfiye kurulu başkanlığına atanmıştır.
Haziran 1982'de tasfiye başladığında 150 bin kişi tasfiyeye başvurmuştu. Tasfiye masasının başındaki Sezai Onaral, 4-5 yıl içinde tasfiyenin sona erdirildiğini söyledi. Onaral, Kastelli'nin sonraki yıllarda söylediği "Kimsenin bende parası kalmadı" sözlerini de doğruladı.Kastelli'nin inşaat işi de tutmadı.
Tasfiyenin ardından Kastelli 1985'te tekrar inşaatçı olarak ortaya çıktı. Bayramoğlu, Tercüman Sitesi'ni yaptı, ancak yine battı. 1994'te emlak borsası işine girdi, o da tutmadı.
Kastelli'nin tasfiyesini yürüten masanın müdürü Sezai Onaral, Kastelli'nin birkaç ay önce telefon ettiğini söyledi. Kendisine, hacizli malı nasıl paraya çevirebileceğini sorduğunu ancak bunun mümkün olmadığını söylediğini belirten Onaral, Kastelli'nin kendisine; 'Bir daha batmayacağım' dediğini söyledi. Onaral, Kastelli için; "Tasfiyede çok boğuştuk, ama iyi bir adamdı" dedi.
37.5 yıla kadar hapsi isteniyordu
Skandal, yurtdışı, Türkiye'ye dönüş, cezaevi ve sonrasındaki yıllarda da gündemde kalmış olan Abidin Cevher Özden, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Kürşat Yılmaz tarafından kurulan çeteye üye olmak ve yağma suçundan 37,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyordu. İddianamede, Özden’in 1992 yılında cezaevine giderek Yılmaz ile tanıştığı, ekonomik konularda danışmalığını yaptığı, para alışverişi ile örgüte destek olduğu, alacaklarının tahsili konusunda da Yılmaz ve örgütünden yardım aldığı öne sürüldü. Özden ise, ifadesinde, "Kürşat Yılmaz zaman zaman legal fikirler sorardı. Ticari konulara ilişkin. Yaptığımız bütün görüşmeler legaldir" demişti.
Kastelli'nin ölümü
Kastelli, basına son olarak eşine ait Maslak'taki evi satmak istemesi, ancak üvey oğlunun hileli satış diyerek dava açması sebebiyle çıkmıştı.
Türkiye’nin ’Banker Kastelli’ olarak tanıdığı Cevher Özden, Kadıköy’deki binasında hayatına son noktayı tek kurşunla koydu. Ofisine gelip ’Yalnız kalmak istediğini’ söyleyen Özden, Smith Wesson ruhsatlı tabancasıyla ağzına sıktığı kurşunla can verdi. Ardında kapalı zarf içinde 4 mektup bırakan Özden, 2007 Temmuz ayında, oğlunun mezarı başında da silahla havaya 11 el ateş etmiş, ’İntihar edecekti’ iddialarını, "Öyle olsa, birini bile isabet ettirmez miydim?" diye yanıtlamıştı.
Türkiye’nin ’Banker Kastelli’ olarak tanıdığı Cevher Özden, Kadıköy’deki binasında hayatına son noktayı tek kurşunla koydu. Ofisine gelip ’Yalnız kalmak istediğini’ söyleyen Özden, Smith Wesson ruhsatlı tabancasıyla ağzına sıktığı kurşunla can verdi. Ardında kapalı zarf içinde 4 mektup bırakan Özden, 2007 Temmuz ayında, oğlunun mezarı başında da silahla havaya 11 el ateş etmiş, ’İntihar edecekti’ iddialarını, "Öyle olsa, birini bile isabet ettirmez miydim?" diye yanıtlamıştı.
Avukatına sır mektup bıraktı
Abidin Cevher Özden’in Avukatı Tufan Atlı ise, son günlerini şöyle anlattı: "Sıkıntısı vardı. Karacaahmet’te oğlunun mezarı başında intihara teşebbüs ettiği silahtan farklı bir silah kullanmış. 3-4 ay önce bir teşebbüsü daha olmuştu. Bu kez başardı. En son 2-3 gün önce görüşmüştüm. Bana, içeriğini hiç kimseye söylemememi istediği bir mektup bırakmıştı. Mektubu henüz açıp okumadım. 1988 yılında sıkıntıya düştüğünde, bunu aşacağımızı söylemiştik ve krizi aşmıştık. Son görüşmemizde, önümüzdeki sıkıntıları yine aşacağımızı söyledim." Tufan Atlı, Özden’in intihar ettiği masa üzerinde kendisine hitaben yazılmış bir not bulunduğunu ancak notu henüz görmediğini ve içinde yazılanlar hakkında bilgisi olmadığını söylemiştir.
Altin kural : ayağını yorganina göre uzat. Elin parasıyla keyif çatilamaz. (Anladınız )
YanıtlaSil