Bir takipçimizin bir sorusu üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdim. Takipçimizin sorusu şöyle;
1-) Hz. Süleyman zamanında ileri teknoloji mi vardı?
2-) Hz. Süleyman'ın yüzüğü büyülü diyorlar.
3-) Anadolu'da çok eskiden nükleer savaş mı yaşandı?
Soruya cevap vermeden önce, bilinmelidir ki; bize öğretilen bazı konular kanun değil, teoridir. Ancak günümüzde bazı çevreler, bu meseleleri kasıtlı olarak kanun gibi göstermekte ve dayatmaktadırlar. Üstelik bu dayatmayı da bilimsel bir yöntemmiş gibi savunmaktalar.
Soruya cevap vermeden önce, bilinmelidir ki; bize öğretilen bazı konular kanun değil, teoridir. Ancak günümüzde bazı çevreler, bu meseleleri kasıtlı olarak kanun gibi göstermekte ve dayatmaktadırlar. Üstelik bu dayatmayı da bilimsel bir yöntemmiş gibi savunmaktalar.
Güneş Dil Teorisi, Ay Dil Teorisi gibi teoriler bugün kanun gibi kabul edilmekte ve bütün eğitim sistemi materyalist felsefeye göre şekillenmektedir. Bu teorilere göre; yaratılanların en şereflisi olarak bildirilen insan, ilkel bir varlıktı. Konuşma yetisi yoktu. Zaman içerisinde doğadaki sesleri taklit ederek konuşma yetisini kazandı. Hatta yine bu teorinin asıl olarak beslendiği bir diğer teori ise; daha uçuk olan evrim teorisidir. Bu teoriye göre de klişeleşmiş maymundan gelme izah edilmeye çalışılır.
Ancak bu teoriler, kanun olmamasına rağmen, büyük bir ciddiyetle müfredatta bulunur ve eğitim öğretimimizi şekillendiren elit zümreler tarafından, kanun derecesinde rağbet görür.
Ancak yine aynı çevreler, geçmişte ileri teknoloji var diye bir teori ortaya atıldığı zaman işi alaya alır. Hatta bu konuda görüş belirtenleri sosyal medyada linç etmeye, mizah konusu yapmaya pek bir gayretlidirler.
Oysa bizler biliyoruz ki; Mısır hiyerogliflerinde insanların elinde tuttukları büyük ampul, yine hiyerogliflerde bugün kullanılan helikopter gibi şekiller mevcuttur. Yine ne zaman ve hangi teknoloji ile yapıldığı bilinmeyen, İskoçya'dan Türkiye'ye kadar uzanan tüneller mevcuttur.
Mezopotamya denilen bölgede bulunan Şanlıurfa'da keşfedilmiş olan binlerce yıllık yeraltı şehri olan Göbeklitepe ve burada nükleer savaş izleri olduğunu belirten açıklamalar yapılmıştır. İyi ama 15000 yıl öncesine ait olan bir nükleer savaş nasıl olabilir? Eğer okutulan teorilere kanun gözüyle bakarsan, onları şaşmaz kanunlar olarak görürsen elbette olamaz.
Hz. Süleyman'ın Kur'an'da da geçen Sebe melikesinin tahtını göz açıp kapayıncaya kadar yanına getirtme kıssası vardır. Ancak bunu yüksek teknoloji ile açıklayanlar olduğu gibi İsmi Azâm duası ile açıklayanlar da olmuştur.
Bu konu hakkında kesin konuşamasak bile. Piri Reis'in dünya haritası gerçekten çok enteresandır. Piri Reis'in haritası sadece dünya üzerindeki kara parçalarını değil, denizin altındaki kayaları bile hatasız çizilen bir haritadır. İyi de bunu yapmak için, denizin altını gösteren gelişmiş sonar cihazlar gereklidir. Bilinen tarihe göre bu mümkün değildir. Peki ama dünyayı yöneten birkaç elit zümrenin, işine gelmeyen türden, bizden gizledikleri gerçekler olamaz mı?
Nuh'un gemisinin gerçekten Cudi dağındaki derme çatma, alelade tahta bir gemi olduğunu mu düşünüyorsunuz? İyi ama böyle bir gemi, günler süren fırtınalara, sağanak yağışa ve yüzlerce çeşit hayvana nasıl dayansın? Madem mantık çerçevesinde gidiyoruz, bana bunun mantıklı bir izahını yapın. Daha o zamanlarda bile buharlı bir gemi olduğuna dair emareler varken, basit ve kayık türünde bir geminin o kadar hengameden nasıl sağ çıkacağını savunursunuz. İman ile Allah'ın koruması ile diyebilir ve böyle izahat getirebilirsiniz. Ama Allah, dünya hayatında peygamberlerine tedbiri emretmiştir. Allah dileseydi, gemisiz de Nuh peygamber ve ona inananları korurdu ama Allah, dünya hayatında her şeyi sebeplere bağlamıştır.
İnanması güç ama bazı medya kaynaklarında "450 milyon yıllık çip bulundu" tarzında haberler çıktı. İyi ama elektronik bir parça, nasıl olur da bu kadar uzun süre önce var olabilir?
Yine NASA, bizden gizlemekte ama dünya dışında da yaşam olduğunu biz islami kaynaklardan öğreniyoruz. NASA bundan kısa bir süre öncesine kadar Mars'ta da su olmadığını iddia ediyordu ama artık Mars'ta su olduğunu da kabul etti.
Yani sonuç olarak bilmenizi isterim ki; dünyada geçmişte ileri teknoloji vardı ve ben buna sadece kalbimle değil, mantık çerçevesinde de inanıyorum. Ama bunu ne sebeple bizden saklıyorlar? İşte asıl düşünülmesi gereken soru bu. Hz. Süleyman'ın gücü ve kudreti Allah'ın ona bahşettiği ilim ve hikmet sebebiyledir. Bunlar ise büyü değildir. Büyü Allah'ın haram kıldığı bir ilim olması sebebiyle Hz. Süleyman'ın bunu kullanması düşünülemez. Ama bunu böyle düşünen Tapınak Şovalyeleri ve Masonlar büyüyü ritüellerinin merkezine koymuşlardır.
Hz. Süleyman'ın kullandığı ayrı bir ilimdir ve bu ilim insanlardan sadece ona bahşedilmiştir. Yüzüğüne gelince, yüzüğü tılsımlıdır. Ancak tılsım, büyü demek değildir. Tılsım etki altına alan, ya da etki altına alınmaktan koruyan ya da belli bir bedel karşılığında gizleneni görünür kılan, herhangi bir nesneye verilen addır.
Bu konularda detaylı bilgi ve kaynak isteyenlere dört adet link veriyorum.
Space Explorer sitesi: http://www.spaceexplorer.tv
Uzayda Hayat Var blog sitesi: http://uzaydahayatvar.blogspot.com
Hz. Süleyman, Büyü ve cinler ile ilgili bir yazı: https://goo.gl/zSXfca