Fudayl bin Iyâd (Rahimehullah) hazretlerinin talebelerinden birinin ölüm döşeğindeyken, Fudayl(r.h.) hazretleri, onun yanına girdi. Başı ucunda oturdu. Yasin sûresi okumaya başladı.
Talebe;
-"Ey üstâd! Bunu okuma!" dedi.
Fudayl (r.h.) hazretleri sustu. Ve ona;
-"Lâ ilahe illallah" tevhid kelimesini telkîn etti.
Talebe;
-"Ben onu söylemem! Çünkü ben ondan uzağım!" dedi. Ve bu hâl üzere vefat etti.
Talebenin imansız bir hal üzere vefat etmesi üzerine Fudayl bin îyâd (r.h.) evine gitti. Eve kapanıp ağladı. Tam kırk gün (kırk gece) evden çıkmayıp; hep ağladı. Sonra İyâd (r.h.) hazretleri, onu rüyasında gördü. O talebesi cehenneme götürülüyordu.
İyâd (r.h.) hazretleri ona sordu:
-"Hangi günah sebebiyle Allâhü Teâlâ hazretleri, senden marifeti söküp aldı. Halbuki sen talebelerimin en âlimi idin?!"
Talebe konuştu: -"Üç şey sebebiyle benden marifetüllah alındı:
1- Nemîme,
2- Haset,
3-Şarap'tır...
Birincisi: Nemîme yani koğuculuktur. Çünkü ben, arkadaşlarıma senin söylediklerinin hilâfına (aksine) sözler söyledim.
İkincisi: Hasettir, benim arkadaşlarımı kıskanıyordum.
Üçüncüsü: Şarap içmemden dolayıdır. Çünkü benim bir hastalığım vardı. Doktora gittim. Ona derdimin devasını sordum. Doktor bana;
-"Her sene bir bardak şarap iç. Eğer böyle yapmazsan, bu hastalığın ebediyen senden geçmez!" dedi. Bundan dolayı ben her sene bir bardak şarap içiyordum."
Kendisine takatimiz olmayan gadabından Allah'a sığınırız! (İmam Gazâlî hazretlerinin "Minhâcül-âbidîn" isimli kitapta da böyledir.
Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi (k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 6/649-650.